"Solaklar, dünyayı bir sağ elin yapamayacağı şekillerde değiştirebilirler."
Merhaba sevgili dostlar,
Ben bir solağım ve sizi solaklıkla dolu bir hayatın içindeki gerçek bir yolculuğa katılmaya davet ediyorum. Solak olmak çocukluğumdan beri en sevdiğim farklılığım ve bu özelliğin hayata bakış açımı şekillendirdiğini söyleyebilirim. Ters trafikte araç kullanmak gibi ama bütün dünyanın sağlak olması karşısında biz solaklar eşsiz bir uyum yeteneğine sahibiz.
Solak olmak, bazı zorluklarla dolu olabilir, ancak ben bu özelliğimi seviyorum ve onu benzersiz bir güç olarak görüyorum.
13 Ağustos... Belki de takviminizde önemli bir işareti olmayan, sıradan bir gün gibi görünen bir tarih. Ancak dünya nüfusunun yaklaşık %10'u için bu tarih, özellikle de sol elini kullananlar için, oldukça anlamlıdır. Evet, doğru duydunuz! 13 Ağustos, solakların dünya genelinde kutladığı, özel ve benzersiz becerilerini, hünerlerini ve zorluklarını onurlandırdığı 'Solaklar Günü'dür ve 1976 yılında Dean R. Campbell tarafından ilan edilen bu gün, solak bireylerin yaşadığı günlük mücadelelere ve toplumda solaklıkla ilgili farkındalığı artırmaya dikkat çekmeyi amaçlar.
Birlikte solaklığın zenginliğini ve zorluklarını keşfederek, bugünü kutlamanın coşkusunu ve samimiyetini birlikte yaşayalım istedim. Hazır mısınız? O halde gelin, solakların dünyasına adım atalım!
Solaklıkla İlgili Teoriler
Beynimizdeki iki yarımkürenin işleyişine dair birçok teori vardır ve bu teorilerden biri, el tercihimizi nasıl belirlediği üzerinedir. İnsanların çoğunluğunda, konuşma becerisi beyinin sol tarafı tarafından kontrol edilir. Bazı bilim insanları, beyinin farklı görevleri iki yarımküre arasında bölerek daha verimli çalıştığına inanmaktadır.
Bu teoriye göre, konuşmanın karmaşık bir motor kontrol görevi olmasından dolayı, bu beceriyi kontrol eden yarımküre aynı zamanda ince motor hareketlerini de kontrol eder. Örneğin, sağ elimizi sol yarımküremiz kontrol ederken, sol elimizi de sağ yarımküremiz kontrol eder. Bu nedenle, birçok insanın doğuştan sağ elini daha becerikli kullanmasının altında bu teori yatmaktadır.
Sol yarım küre (SAĞ EL KONTROLÜ) Konuşma, Dil, Yazma, Mantık, Matematik, Bilimi kontrol eder, bu DOĞRUSAL DÜŞÜNME MODU'dur.
Sağ yarım küre (SOL EL KONTROLÜ) Müzik, Sanat, Yaratıcılık, Algı, Duygular, Dehayı kontrol eder, bu BÜTÜNSEL DÜŞÜNME MODU'dur.
Ancak, bu teori tamamen kesin değildir. Çünkü solak olan birçok insanın, konuşma yeteneğini kontrol eden beyin bölgesinin yine sol yarımkürede olduğu görülmüştür. Aslında, solaklardan sadece yaklaşık %30'unun dil için sağ yarıkürede baskın olduğunu gösteren verilere sahibiz. Solak bazı bireylerde, konuşmanın sağ yarıkürede ve görsel uzamsal becerilerin sol yarıkürede gerçekleştiği bir beyin yapısı olabilir.
Diğer bir grup solakta ise, her iki yarımkürenin de tipik olarak belirgin işlevleri olduğu, ancak bu işlevlerin daha belirsiz ve dağılmış olduğu gözlemlenmiştir. Dil alanları insan beyninde tek taraflı olarak temsil edilir. Sağ elini kullananların yaklaşık %95'inde, bu beyin bölgeleri genellikle sol yarıkürede bulunur, ancak bu oran sol elini kullananlarda yaklaşık %70'e düşer. Bu nedenle, her 100 kişiden 7'si dil için sağ hemisfer ve sol el baskındır. Solak hemisferli solakların bu nedenle herhangi bir dil veya yazma eksikliğinden muzdarip olup olmadığı açık değildir.
Solakların beyin işleyişini inceleyen çalışmalar, genellikle solakların sağ elini kullanan bireylerle benzer bir beyin aktivitesi paternine sahip olduğunu, ancak bu aktivitenin daha az asimetrik olduğunu göstermektedir. Bu, el tercihimizin arkasında yatan nedenleri tam olarak anlamamız için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu gösteriyor.
El tercihi, hepimizin günlük hayatında fark ettiğimiz, ama belki de tam olarak nasıl şekillendiğini tam anlamıyla kavrayamadığımız bir fenomendir. Şaşırtıcı bir şekilde, eğer bir çocuğun annesi ve babası solaksa, bu çocuğun da solak olma olasılığı sadece %26. Yani, genlerin bu konuda belirleyici bir rolü olduğunu söyleyebiliriz, ama tabii ki bu, her iki ebeveyni solak olan her çocuğun otomatik olarak solak olacağı anlamına gelmez.
Bu konuda yapılan bilimsel çalışmalar, el tercihinin genetikteki tek bir "yer" ya da gen tarafından belirlenmediğini gösteriyor. Aslında, genetik varyansın bu kadar basit bir şekilde açıklanamayacağına dair giderek artan kanıtlar mevcut. Bunun bir örneğini, 2019 yılında Wiberg ve ekibinin yaptığı detaylı bir araştırmada görebiliriz.
Bu ekip, el tercihi üzerine geniş çaplı bir genetik inceleme gerçekleştirdi. Bu çalışmada, el tercihinin dört farklı genetik bölgeyle, yani lokusla, önemli ölçüde ilişkili olduğunu buldular. Bu lokusların üçü, beynimizin gelişiminde rol oynayan proteinleri kodlayan genlerde yer alıyor. Yani, beynin gelişimi ve el tercihimiz arasında derinlemesine bir bağlantı bulunuyor.
Bu bilgiler, el tercihinin basit bir kalıtım meselesi olmadığını, bunun arkasında çok daha karmaşık ve ilginç genetik etkileşimlerin olduğunu gösteriyor. Ve elbette, bu konudaki araştırmaların devam edeceğini ve daha birçok ilginç bilgiye ulaşacağımızı söyleyebiliriz!
İkiz çalışmaları, el tercihi üzerindeki etkileyen faktörleri daha yakından anlamamıza ışık tutar. Bu çalışmalardan alınan sonuçlar, el tercihimiz üzerindeki etkilerin %25'inin genetik olduğunu, yani DNA'mızdan geldiğini gösteriyor.
Ancak, burada şaşırtıcı olan şey, el tercihimiz üzerindeki etkilerin büyük bir kısmını, yani %75'ini, çevresel faktörlerin oluşturduğudur. Başka bir deyişle, genlerimiz el tercihimizi etkiliyor, ancak büyüdüğümüz çevre, karşılaştığımız deneyimler ve diğer etkenler de bu tercih üzerinde oldukça güçlü bir etkiye sahip.
Bebeğinizi izlediğinizde, onun elleriyle oynarken nasıl bir seçim yaptığını fark ettiniz mi? Bebekler, genellikle objeleri kavramak için hangi elini tercih edeceği konusunda oldukça değişken davranır. Ancak, 36-48 aylık olduklarında, yani yaklaşık 3-4 yaşlarına geldiklerinde, bu değişkenlik azalır ve bir elde daha baskın bir kullanım görmeye başlarız.
Bu değişiklik, yazma ve boyama gibi tek elle yapılan etkinliklere maruz kalmanın etkisi olabilir, çünkü çoğu çocuk bu yaşlarda anaokulu ya da kreşe başlar.
Scharoun ve Bryden, çocukların büyüdükçe, yani ergenlik yıllarına kadar, sağ elini kullanma eğiliminin arttığını belirtiyor. Ancak, ilginç bir şekilde, solak çocukların ve yetişkinlerin parmak uzunluklarının farklılık gösterdiği ortaya çıktı: Anaokulu çağındaki solak çocuklarda parmaklar daha uzunken, yetişkin solaklarda parmaklar daha kısadır. İlginç değil mi?
El tercihinin, sadece hangi elimizle yazı yazdığımızdan çok daha fazlasını ifade ettiğini görmek gerçekten şaşırtıcı! Her bireyin kendine has olduğunu ve bu konuda yapılan araştırmaların bizlere insan doğası hakkında yeni şeyler öğrettiğini söyleyebiliriz.
Nelson, Campbell ve Michel, bebeklerin büyülü dünyasına daldılar ve bu minik bireylerin el tercihlerinin, ilerleyen dönemlerdeki dil becerileri ile nasıl bir ilişki içerisinde olduğunu merak ettiler. Şimdi bu konudaki araştırmalar genellikle karmaşık ve teknik olabilir, ama şu şekilde özetleyebilirim:
Bu üç araştırmacı, 38 sevimli bebeği büyüleyici bir yolculuk için seçti ve bu bebeklerin gelişimlerini 12 aylık olduklarına kadar yakından takip ettiler.
Bu henüz adım atmaya başlamamış miniklerin, hangi elleriyle oyuncaklarını kavradıklarına ya da emziklerini nasıl tuttuklarına dikkatle baktılar.
Araştırmanın ilerleyen döneminde, bu bebeklerin ayakları üzerinde ilk adımlarını atmaya başladıkları, yani yürümeye başladıkları 18-24 aylık dönemde, araştırmacılar tekrar sahneye çıktılar. Ve işte burada ilginç bir keşifte bulundular:
Eğer bir bebek, bebeklik döneminde belirgin bir şekilde sağ ya da sol elini kullanıyorsa (mesela emziğini sürekli sağ eliyle ağzına götürmek gibi) bu, ilerleyen dönemde daha üstün dil becerilerine sahip olacaklarına işaret ediyor olabilirdi. Fakat bebeklik döneminde net bir el tercihi belirlemeyen yani her iki elini de eşit olarak kullanan çocuklar, yürümeye başladıklarında tipik dil gelişimi gösteriyorlardı.
Yani, her iki durumda da, çocukların dil gelişimi konusunda endişelenmeye gerek olmadığını görebiliriz.
Nelson, Campbell ve Michel bu değerlendirmeleri yaparken, bebek ve yürümeye başlayan çocukların gelişimini ölçmek için oldukça bilinen bir ölçek olan Bayley ölçeklerini kullandılar. Bu araştırma, bebeklerin el tercihleri ve dil becerileri arasındaki ilişki hakkında bize ilginç bilgiler sunuyor. Yani, bir dahaki sefere minik bir bebeği oyun oynarken izlerken, belki de onun gelecekteki dil becerileri hakkında küçük bir ipucu yakalayabilirsiniz!
Ambidexterity
Ambidexterity, bir kişinin hem sağ hem de sol eliyle eşit derecede yetenekli bir şekilde faaliyet gösterebilmesini ifade eder. Nesnelere uygulandığında bu terim, bir objenin hem sağ hem de sol elini kullananlar için aynı derecede rahatlıkla kullanılabileceğini belirtir. Fakat insanlar açısından ele alındığında, bu durum bir bireyin sağ ya da sol elini kullanma konusunda herhangi bir baskınlığa sahip olmadığını gösterir.
Şaşırtıcı bir şekilde, insanların sadece yüzde biri doğuştan bu yeteneğe sahiptir, bu da günümüzde yaklaşık 80.000.000 insana denk gelir. Maalesef pek çok günlük alet (kutu açacağı, makas vb.) genellikle sağ eli kullanan insanlara yönelik tasarlandığından, solaklar için bu aletleri kullanmak zordur.
Solak modellerin bulunabilirliğinin sınırlı olmasından ötürü, birçok solak kişi bu tür aletleri sağ elleriyle kullanma yeteneğini geliştirir. Bu, solakların, baskın olmayan ellerini daha etkili bir şekilde kullanma becerisini sağ ellilere kıyasla daha hızlı geliştirebilmelerine olanak tanır.
Karışık Ellilik
Karışık Ellilikise Ambidexterity'den farklı bir kavramdır. Bu terim, bir bireyin belirli görevleri için bir elini, diğer görevler için ise diğer elini tercih ettiği durumları ifade eder. Bazen bu, bir elin ve zıt bacağın tercih edildiği durumları da içerebilir.
Örneğin, bir kişi yazı yazmak için sağ elini kullanabilirken, diğer tüm işlerde sol elini tercih edebilir. Ya da sol bacağıyla topa vurma eğiliminde olabilir. İlginç bir şekilde, karışık elli bireyler, aktif vücut hareketleri ve her iki tarafa da cevap verme yeteneğinin önemli olduğu basketbol, buz hokeyi ve çim hokeyi gibi sporlarda daha iyi performans sergileyebilir.
Ancak raket sporları olan tenis gibi alanlarda bu durum farklılık gösterebilir. Çapraz el-göz koordinasyonuna sahip bireyler, jimnastik, koşu ve basketbol gibi sporlarda, uyumlu hareket kabiliyetleri sayesinde daha başarılı olabilirler.
Napoleon, Leonardo da Vinci, Michelangelo, Newton, Jimi Hendrix, Barack Obama, Bill Gates, Albert Einstein, Oprah Winfrey, Sachin Tendulkar, Rafale Nadal, Marlyn Monroe ve Amitabh Bachchan arasında ortak olan nedir? Hepsi solak.
Solaklık: Tarihin Derinliklerinden Günümüze Yolculuk
Taş Devri'nden bu yana sağ eli kullananlar her zaman bir adım önde gibi görünüyor. Bu iddiayı mı destekliyoruz? Tabii ki! Araştırmacılar, tarih öncesi aletlerin yıpranma izlerine ve antik iskeletlerin kemik yapılarına bakarak bu sonuca vardılar.
Arkeolog Nicholas Toth'un bulguları, erken dönem taş aletlerin çoğunun sağ elle yapıldığını gösteriyor. Bu, solakların tarihsel olarak azınlıkta olduğunu kanıtlar nitelikte. Aynı zamanda kafataslarındaki diş yıpranmaları, yemek yerken hangi elin daha baskın olduğuna dair ipuçları veriyor. Ayrıca, antik uygarlıkların, tanrılarından düşmanlarına kadar olan temsillerinde de sağ elin baskınlığına dair ipuçları bulunmakta.
Keşfedilen Taş Devri aletleri sol ve sağ arasında eşit olarak bölünmüş görünüyor ve mağara çizimleri üzerinde yapılan araştırmalar sol elin tercih edildiğini gösteriyor. Aletler daha sofistike hale geldiğinde, net bir el tercihi ortaya çıktı. Sağ el tercihi güneşe tapınmadan kaynaklanmış olabilir.
Kuzey yarımkürede güneşi takip etmek için güneye bakmanız ve güneş batıdan batana kadar soldan sağa hareket etmeniz gerekir. Bu, sağa ve sağ tarafa hareket etmeye büyük önem verdi. Başka bir teori, kalp sol tarafta olduğu için, onu savunmak için sol elde bir kalkan olması gerektiğini ve bu nedenle herhangi bir silahın, baskın el haline gelen sağda tutulması gerektiğini söylüyor.
Eski Mısırlılar özellikle ilginçti. Onlar için kötülük, sol ile eşleştiği için düşmanlarını solak olarak resmetmişler. Bu solak karşıtlığı, 20. yüzyıla kadar devam etti. Bazı uzmanlar, solaklığın psikolojik bir bozukluk olduğunu bile iddia etti. Avrupa'da solak olmanın zorlayıcı olduğu zamanlar oldu. Hatta Arnavutluk'ta solaklık yasaklandı ve cezalandırıldı.
Ancak bu kısıtlamalar zamanla azaldı. Solakların dünyada zorluk yaşamaması için ebeveynler çocuklarını sağ elini kullanmaya teşvik etti.
Solaklık meselesi sadece sosyal bir konu değil, aynı zamanda biyolojik bir olgu. Oxford'da yapılan bir araştırma, solaklığın bir genle ilgili olabileceğini gösteriyor. Bu, solaklığın sadece bir tercih değil, aynı zamanda genetik bir özellik olduğunu kanıtlar nitelikte.
İngiliz kralı George VI, çocukken solak olduğu için yazma konusunda zorlandı. 19. yüzyılda Sanayi Devrimi sırasında makineler genellikle sağ elini kullananlar için tasarlandı. Bu, solakları sadece daha görünür kılmakla kalmadı, aynı zamanda onları beceriksiz olarak da gösterebilirdi.
Sonuç olarak, solaklık tarihi boyunca birçok değişiklik ve zorlukla karşılaşmış, ancak günümüzde daha kabul gören ve anlaşılan bir özellik haline gelmiştir. Solak olup olmamak, göz rengimiz veya saç rengimiz gibi doğuştan gelen ve değiştirilemez bir özelliktir.
Solaklık ve Sağlık
Çalışmalar, solaklık ile bazı belirli fiziksel ve zihinsel bozukluklar ve sağlık sorunları arasında pozitif bir ilişki bulmuştur:
Düşük doğum ağırlığı ve doğumdaki komplikasyonlar, solaklıkla pozitif olarak ilişkilidir.
Solak kadınlar, sağ elini kullanan kadınlara göre daha yüksek meme kanseri riskine sahip olabilir ve menopoz sonrası kadınlarda bu etki daha fazladır.
En az bir çalışma, solakların kalp hastalığından muzdarip olma olasılığının daha yüksek olduğunu ve kardiyovasküler nedenlerden dolayı uzun ömürlü olma olasılıklarının daha yüksek olduğunu savunuyor.
Sol elini kullananların kemik kırılması olasılığı daha yüksektir.
Bununla birlikte, ortalama olarak, solakların, atalarının popülasyonlarında üreme başarılarını artırabilecek, dövüş ve rekabetçi, etkileşimli sporlarda bir avantaja sahip olduğu bulundu.
Solakların beceriksiz olduğu görüşü, onların doğal yeteneklerinden değil, onlar için tamamen zıt olan sağ elini kullanan alet ve makineleri kullanmaya zorlanmaktan kaynaklanmaktadır.
Solaklarla İlgili İlginç Bilgiler
Sol elini kullananların çoğu sağa bakan şekiller çizer. İkizlerde solak olma eğilimi yüksektir Kekemelik ve disleksi solaklarda daha sık görülür (özellikle çocukken yazı yazan ellerini değiştirmeye zorlanırlarsa). İngiltere Kralı George VI).
Sol elini kullananlar sualtını görmeye daha kolay alışırlar.
Solaklar bazı sporlarda avantajlıdır. Bire bir yüz yüze geldiklerinde genellikle sporda iyidirler. Beyzbol, boks, eskrim ve tenis gibi oyunlarda, sol elini kullananlar, çoğunlukla sağ elini kullanan oyuncularla oynamaya alışkın olan sağ elini kullanan rakiplerine karşı genellikle bir avantaja sahiptir.
Sol elini kullananlar genellikle sağ elini kullananlardan 4 ila 5 ay sonra ergenliğe ulaşır.
Macintosh bilgisayarının ilk 5 tasarımcısından 4'ü solaktı.
Sol elini kullananlar felç geçirdikten sonra daha çabuk iyileşir. Sağlak insanlar tarafından çokça kullanılan insan beyninin sol tarafı, dil işlevimizi kontrol eder. Bu nedenle, vücudun sol tarafına yapılan vuruşlar, sağ elini kullanan bir kişinin dilini kurcalar. Ancak solaklar beynin sol tarafına daha az bağımlıdır. Bu nedenle, felçten sonra dil becerilerini daha hızlı geri kazanabilirler.
Solakların yazma avantajları vardır. Bir QWERTY klavyede, yalnızca sol eli kullanarak 3.000'den fazla İngilizce kelime yazabilirler. Ancak yalnızca sağ elle yalnızca yaklaşık 300 kelime yazılabilir. En çok yazılan harflerin klavyenin sol tarafında olduğunu fark edeceğiz.
Soldan veya solaklardan korkan insanlar var. Bu durum bir fobi şeklini alabilir ve Sinistrophobia olarak bilinir.
Belfast, Queen's Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, fetüsün rahimdeyken sol elini emmeyi seçmesi halinde büyüyünce solak olacağını gösteriyor.
Birçok kültürde ve ülkede solak olmanın doğal olmadığı düşünülür. Hindistan gibi doğu ülkelerinde veya Orta Doğu'da solaklığın kaba olduğu düşünülüyor.
Solaklar ayrıca 3-boyutlu algı ve düşünmede genellikle daha iyidir, örneğin, mimarların normalden daha fazla solak olmasına yol açar. Sol elini kullananlar ayrıca çoğu top sporunda ve göğüs göğüse koordinasyonu içeren şeylerde genellikle oldukça iyidir.
Bu hâlâ tartışmalı olsa da araştırmalar ressamlar, müzisyenler ve hatta mimarlar gibi sanatçıların çoğunlukla solak olduğunu ortaya çıkardı.
Sağ ve sol elini kullanan insanlar, görevlerle ve hafızayla farklı şekillerde ilgilenirler. Solakların, görevlere bir bütün olarak baktıklarından verimli bir şekilde çoklu görev yaptıkları bilinmektedir.
Neuropsychology dergisinde 2006 yılında yayınlanan bir Avustralya araştırmasına göre, solak insanlar beynin sağ ve sol yarım küreleri arasında daha hızlı bağlantılara sahip olma eğilimindedir ve bu da daha hızlı bilgi işlemeye yol açar. Çalışmanın yazarları, katılımcıların beyin yarıküreleri arasındaki transfer süresini değerlendiren ve aynı anda beynin her iki tarafını da kullanmalarını gerektiren bir görevdeki performansını ölçtüler.
Kangurular ve diğer makropod keseli hayvanlar, vahşi doğada günlük işler için sol elini tercih ediyor. Köpekler, atlar ve evcil kediler üzerinde yapılan araştırmalar, bu türlerin dişilerinin sağ elini, erkeklerin ise solak olduğunu göstermiştir.
Tam Olarak Ne Kadar Solaksınız?
Biraz sürprizle karşılaşabilirsiniz: Belki de tahmin ettiğinizden daha solaksınız!
Evet, bir çoğumuz yazı yazarken ya da bir şeyi alırken hangi elimizi kullandığımızı biliyoruz. Ancak bu, vücudun diğer bölgelerine de yansıyor olabilir mi? Acaba sol kulak, sol göz ya da sol ayak dominant mı? İşte bu eğlenceli testle keşfedin!
Gözlerinizi kapatıp sırtınızın tam ortasında bir kaşıntı olduğunu hayal edin. Hangi elinizle kaşırsınız?
Şimdi, parmaklarınızı iç içe geçirin. Hangi başparmağınız üstte?
Kısacası alkış atın. Peki ya hangi el altta?
Şaka yaparcasına bir arkadaşınıza göz kırpın. Hangi gözle kırpıyorsunuz?
Ellerinizi arkada kavuşturun. Hangi el diğerini sıkıca tutuyor?
Birisi size sesleniyor ama ne dediğini duyamıyorsunuz. Hangi kulağınızla daha iyi duyabileceğinizi düşünerek, diğerini kapatırsınız?
Bir elinizle diğerinin işaret parmağına dokunarak üçe kadar sayın. Hangi eli kullanıyorsunuz?
Başınızı omzunuza yaklaştırın. Hangi omzu seçtiniz?
Uzakta bir noktayı işaret edin. Ardından bir gözünüzü kapatıp dengeyi kontrol edin. Hangi gözle daha doğru hedef aldınız?
Kollarınızı kavuşturun. Hangi kol en üstte?
Eğer kendinizi kesin bir sağlak ya da solak olarak görüyorsanız, bu test sonucunda bazı sürprizlerle karşılaşmış olabilirsiniz. Belki de tam anlamıyla sağ ya da sol tarafınıza bağlı değilsiniz. Sağ elinizi kullandığınızı düşünüyorsanız, belki de 10 testten hepsinde sağ cevap verememişsinizdir. İlginç değil mi?
Solakların Günlük Yaşam Sınavları: Karşılaşılan Sorunlar
Pek çok araç ve prosedür, genellikle solakların maruz kaldığı zorlukların farkına varmadan, sağ elini kullanan kişilerin kullanımını kolaylaştırmak için tasarlanmıştır. John W. Santrock, "Yüzyıllar boyunca solaklar, sağ elini kullananlar için tasarlanmış bir dünyada haksız ayrımcılığa maruz kaldılar" diye yazmıştır.
A. Rahat bir masa pozisyonu bulma
Solaksanız, gerçekten yalnızca bir sağ taraf için çalışan bir masa üzerinde yazmanın zorluğunun ve mükemmel açıyı ayarlamak ve bulmaya çalışmak için harcadığınız zamanın farkında olacaksınız. Sırf yazmak için mükemmel bir pozisyon bulmak için 10 dakika harcamak zorunda kaldığınız için bir sınavın sonuna doğru bir soruyu tamamen çözemediğiniz veya kötü bir el yazısı ile başaramadığınız tüm zamanları hatırlıyor musunuz? Artı, soldan sağa yazma eyleminin kendisi bir solak için dağınıktır, çünkü elinize veya kağıda mürekkep bulaşması kaçınılmazdır.
B. Ev ekipmanlarını ve cihazlarını kullanma
Makaslar, cımbızlar, şişe açacakları- çoğu mutfak ekipmanı ve hatta temel ev aletleri, sağ elini kullananlar düşünülerek tasarlanmıştır. Solaklar için çalışan ve parmaklarını incitmeyen bir makas bulmak zordur. Bilgisayar klavyeleri ve fareleri de sağ dostudur. Hindustan Pencils (Natraj ve Apsara kalemlerini üreten kırtasiye şirketi) dört yaşındaki bir kız şirkete yazdıktan sonra özellikle sol kalemtraşlar yaptığında, bu büyük bir atılımdı, ancak istisna olmaya devam ediyor.
C. Toplu taşımayı kullanma
Metro istasyonlarındaki bilet bariyerlerinde genellikle tarayıcı sağ taraftadır. Bu nedenle, metro kartını veya bozuk parayı içgüdüsel olarak sola koyan bir solak, kapıyı başka birine açacaktır.
D. Dirsek savaşları ve en sola itilmek
Solaklar her zaman hangi tarafta oturmak istedikleri konusunda bilinçli olmalıdır. Bir grup arkadaşıyla dışarıda yemek yerken, sağ eliyle yemek yiyen başka biriyle dirseklerinin çarpışmadığından emin olmalılar, bunun için uzak köşede bir oturmayı tercih ederler.
E. Ölçme kapları, şeritler, cetveller - hepsi doğruları tercih eder
Bir ölçü kabını veya bandı, bir cetveli veya hatta bir laboratuvar beherini inceleyin ve sayıların sağ elini kullanan kişilerin görmesini çok daha kolaylaştıracak şekilde yazıldığını göreceksiniz.
Hayatı Sol Elde Kolaylaştıran Ürünler
Dünya genelindeki nüfusun sadece yaklaşık %10'u solaktır ve bu eşsiz grup, çoğunluğun sağlak olduğu bir dünyada günlük hayatta bazı zorluklarla karşılaşabilir. Ancak, solakların yaşamlarını kolaylaştırmak ve daha konforlu hale getirmek için özel olarak tasarlanmış pek çok ürün bulunmaktadır.
Her yıl 2,500 solak insan, sağlakların kullanımı için tasarlanmış makineleri kullanırken yaşamını yitirmektedir.
İşte solaklar için üretilen bazı özel araçlar:
Solak Makaslar:
Solaklar için tasarlanmış makaslar, sol elin ergonomisine uygun şekildedir ve solakların kâğıdı ya da kumaşı daha kolay kesmelerine olanak tanır.
Solak Kırtasiye Ürünleri:
Solak tükenmez kalem, solakların yazarken ellerinin mürekkebe bulaşmaması için özel bir tasarıma sahiptir.
Solak Gitarlar:
Bu gitarlar, tellerin ve ton kontrollerinin sol elin kullanımına uygun olarak yerleştirildiği müzik aletleridir.
Solak Mutfak Araçları:
Solak bıçakları, rendeleri ve konserve açacakları gibi mutfak araçları, solakların rahatça kullanabileceği şekilde tasarlanmıştır.
Solak Saatler:
Saatlerin kurma kolunun sol tarafta olduğu bu özel tasarımlar, solakların kolayca saatlerini ayarlamalarını sağlar.
Solak Bilgisayar Fareleri:
Sol elin ergonomisine uygun olarak tasarlanmış bu fareler, solakların bilgisayarları daha rahat kullanmalarına yardımcı olur.
Solak Ölçü Kapları:
Bu kaplar, solakların sıvıları ölçerken okuması daha kolay olan ölçüm işaretleriyle donatılmıştır.
Solak Spor Ekipmanları:
Solak golf kulüpleri, tenis raketleri ve beyzbol eldivenleri gibi spor ekipmanları, solakların sporları daha rahat ve etkili bir şekilde oynamalarına olanak tanır.
Solak Çay ve Kahve Fincanları:
Bunlar, solakların fincanı doğru şekilde tutarak içeceklerini dökmekten kaçınmalarını sağlayan özel olarak yerleştirilmiş saplara sahiptir.
Solak Not Defterleri:
Bu defterlerde, sol tarafta spiral bulunur ve solakların yazarken rahatça not alabilmeleri için tasarlanmıştır.
Solak olmak, bazen günlük yaşamda küçük zorluklara yol açabilir, ancak bu özel ürünlerle solakların yaşamları daha rahat ve konforlu hale getirilebilir. Solaklar için üretilen bu araçlar, onların dünyayı kendi perspektiflerinden daha etkili bir şekilde deneyimlemelerine yardımcı olur.
Sevgili dostlar, uzun yıllar solaklık bir kusur gibi algılansa da biz solaklar bu özelliğimizi bir hediye gibi kucakladık.
Bazen zorlandık ama uyum yeteneğimizin kaynağı bu farklılığımız oldu. Hayat, tıpkı solak ve sağlak olmak gibi, sunduğu zengin farklılıklarla güzel. Eğer bir solak olarak hayatın renkli anlarını yaşıyorsanız, gülümsemeyi unutmayın; çünkü biliyorsunuz, her zorlukla başa çıkmak için eşsiz bir yeteneğimiz var.
Sağlak dostlarımıza da küçük bir not: Bizi daha iyi anlamak için bir gün boyunca sol elinizi kullanmayı deneyin, eminim eğlenceli olacaktır!
Comments